Ayçiçek İlaçları

AYÇİÇEĞİ TARIMINDA YABANCI OT MÜCADELESİ
Yabancı ot mücadelesi ayçiçeği yetişme devresinin ilk ayında çok önem taşır ve
yapılması % 20-30 oranında daha fazla verim alınmasını sağlayabilir. Hızlı gelişme
yeteneğine sahip yabancı otlar özellikle ilk gelişme devresinde faydalı tarla alanını kaplayarak
ayçiçeği bitkisinin gelişmesini engelleyerek ve bitki besin maddelerine ortak olarak önemli
oranda zarar yaparlar. Ayçiçeği bitkisi 30-40 cm boyunda olduğunda gölge yaparak diğer
yabancı otların gelişmesini büyük ölçüde engellemektedir.
Yabancı ot mücadelesi kültürel tedbirlerle, mekanik yollarla ve kimyasal yöntemlerle
yapılmaktadır.

Kimyasal Yolla Yabancı Ot Mücadelesi
- Ayçiçeği tarımında en ekonomik yabancı ot mücadelesi yabancı ot ilaçları ile
yapılır. Kimyasal mücadelede tarlada görülen yabancı ot türlerine göre seçilen
ilaçlar kullanım özelliklerine göre ekim öncesi, ekim sonrası veya çıkış sonrası
uygulanabilir.
- Ayçiçeği tarımında ekim öncesi kullanılan ilaçlar toprağa diskaro veya kazayağı
ile 10-12 cm derinliğinde iyice karıştırılmalıdır (Resim 9).
Resim 9. Ekim öncesi pülverizatörle yabancı ot ilaçlaması
- Ekim sonrası çıkış öncesi kullanılan yabancı ot ilaçları tarla yüzeyine atılır ve
toprağa karıştırılmaz.
- Çıkış sonrası kullanılan ilaçlarının, yabancı otların 2-4 yaprak olduğu küçük
dönemde kullanılması çok etkili olmaktadır.
- Uygulamada geç kalınırsa ayçiçeği bitkilerine zarar verebileceği gibi yabancı otlar
da iyi kontrol edilemez.



AYÇİÇEĞİNİN ÖNEMLİ HASTALIKLARI VE MÜCADELESİ
Ayçiçeği Mildiyösü
Ayçiçeğinin en önemli mantari hastalıklarından biridir. Etmeni Plasmopora helianthi
Novat’tır. Bu hastalığa, erken devrede yakalanan ayçiçeği bitkileri normal gelişemez, bodur
kalır. Hasta bitki yapraklarında sararma ve alt kısmında beyaz ve alt kısmında beyaz toz
şeklinde sporlar görülür.



Mildiyönün bulaşması, genellikle tohumdan, topraktaki bitki artıklarından olur.
Bulaşık ve taban suyu yüksek tarlalarda, hastalık yüksek oranda görüldüğünde tekrar ikinciye
ekim yapılması gerekebilir.
Mücadelesi, bu hastalığa dayanıklı çeşitlerin ekilmeli; hassas çeşitlerde ise tohumu
ekmeden önce kesinlikle "metalaxyl” etken maddeli fungusitlerle tohum ilaçlaması yapılması
ile olur. Kültürel olarak mücadelesi ise hastalıklı bitki artıklarını tarladan uzaklaştırmak ve
ekim nöbeti yöntemi ile mümkündür.

Solgunluk
Bu hastalığa yol açan etmenlerden birincisi Sclerotinia sclerotiorum (lib)’dır. Genel
olarak kök boğazı çürüklüğü biçiminde görülür. Hastalık, bitki köklerini toprakta kömürümsü
sclerotları ile bitki sap ve tablalarını ise toprak yüzeyinde çimlenen askosporları ile enfekte
eder.
Diğer bir solgunluk hastalığına da Verticillium dahlie Klebah neden olur. Çiçeklenme
döneminde üst yapraklarda aniden solma, sararma ve damar içinde siyah lekelerin görülmesi
ile belirlenir.
Mücadelesi, her iki etmenin neden olduğu bu solgunluk hastalıkları ile mücadelede bu
hastalıkların görülmediği bitkilerle ekim nöbeti, dayanıklı veya toleranslı çeşitlerin ekilmesi
önerilir. Ayrıca hastalıklı bitkilerin tarladan kökleri ile birlikte uzaklaştırılması ve yakılması
yararlıdır.

Ayçiçeği Pası
Bu hastalığın etmeni, Puccinia helianthi schw.’ nidir. Genellikle geç ekim yapılan
ayçiçeği tarlalarında çiçeklenme döneminden sonra görülmektedir. Pas püstülleri önce
yaprağın alt yüzeyini sonra tüm yaprak yüzeyini kaplar.
Mücadelesi, pasa karşı dayanıklı çeşitler ekmek yanında ekim nöbeti ve erken ekim
yapmak ile mümkündür.

Ayçiçeği Yaprak Lekeleri
Ayçiçeğinde birçok yaprak lekesi hastalığı etmeni vardır. En yaygın olanları Septoria
sp. ve Alternaria sp.’ dir. Septoria daha çok bitkinin erken devrelerinde görülürken, alternaria
ise gelişme dönemini içerisinde her zaman koşullar uygun olduğunda görülebilir.
Mücadelesi, dayanıklı çeşitlerin ekimi ile yapılmaktadır.
Diğer Ayçiçeği Hastalıkları
Bu hastalıklar, başta kömürümsü çürüme, Macrophomina Phseoli (Maubl.), Phoma
oleracea var., Helianhi-tuberosi sacc., Phomopsis sap Botrytis ve Rhizopus’ dur. Bazı kurak
yıllarda bitki saplarında Macrophomina (kömürümsü çürüme), rutubet oranı yüksek yerlerde
de Botrytis ve Rhizopus tabla çürüklükleri görülebilmektedir.

Mücadelesi, dayanıklı çeşit ekimi yanında uygun ekim nöbeti ve hastalık içermeyen
tohumluk ve tarla ile mümkündür.

AYÇİÇEĞİNİN ÖNEMLİ ZARARLILARI VE MÜCADELESİ
Makaslı Böcek (Lethrus brachiicollis Fairm)
Daha çok ayçiçeğinin çıkış, çimlenme döneminde zarar yapar. Fideleri toprak
üstünden yiyerek keser.
Mücadelesi, tarladan yabancı otları uzaklaştırmak, derin sürüm ve uygun insektisit ile
tohumların ve toprak yüzeyinin ilaçlanması ile mümkündür. 

Çayır Tırtılı (Loxastege sticticalis (L)
Bitkinin yaprak ve tomurcuklarını yiyerek önemli zarar yaptığı yıllar olmaktadır

Mücadelesi, ayçiçeği ekilecek tarlada Sonbaharda derin toprak işleme, yabancı otlar
tarladan uzaklaştırma ve bu zararlı görüldüğünde uygun insektisitlerle ilaçlamak ile olur.

Bozkurt (Agrotis sp.)
Bitkilerin çıkış sonrası küçük fideciklerini toprak altından yiyip keserek önemli
zararlar yapabilmektedir.
Mücadelesi, ekim öncesi ekilecek ayçiçeği tohumlarını ekimden önce uygun bir
insektisitle ilaçlamak; ayçiçeği çıkış yaptıktan sonra görüldüğünde yüzey ilaçması yapmak ile
mümkündür.


Diğer Ayçiçeği Zararlıları
Diğer ayçiçeği zararlıları özellikle gübreli yerlerde ve çeltik yerlerinde danaburnu
(Gryllotolpa sp.), yeşil kurt (Heliothus spp.) ve çizgili yaprak kurdu (Spodoptera exigus
Hlon)’dur
Mücadelesi, tarla kontrolleri sonucu görüldüğünde uygun insektisitlerle dana
burnunda zehirli kepek ile, genelde diğer zararlılarda ise tarla ve bitki yüzeyi ilaçlaması ile
yapılır.

OROBANŞ (Verem Otu)
Orobanş (Orobance cumana), diğer adıyla verem otu, Ülkemizde bazı ayçiçeği ekiliş
alanlarında sorun olan bir kök parazitidir (Resim 20). Besin maddesini ve suyunu tamamen
ayçiçeği köklerine emeçlerini salarak karşılar. Ayçiçeğinde görülen bu parazitin beşten fazla
ırkı tespit edilmiştir.

Ayçiçeği köklerinde orobanş (Orobance cumana) paraziti
Orobanşa birçok yerde verem otu da denilmektedir. Orobanş parazitinin boyu 20-60
cm arasında, çiçek rengi genellikle mavi, mor veya beyaz olabilmektedir. Tohumları çok
küçük kahverengi renkte ve kapsüller içerisinde bulunmaktadır. Bir orobanş sapında bulunan
kapsüllerde milyonlarca tohum bulunmaktadır. Söz konusu bu parazit tohumlarının yapılan
araştırma sonucunda toprakta canlılığını 10-15 yıl süreyle koruyabildiği belirlenmiştir.
Orobanş ile bulaşık tarlalarda bu parazite karşı hassas tohumluk ekilmişse, ayçiçeği
bitkilerinin köklerinde orobanş ekimden 4-5 hafta sonra görülmeye başlar. Söz konusu bu
parazit çiçeklenme öncesi yıldız tabla oluşum döneminden itibaren yoğun olarak toprak
yüzüne çıkar. Çiçeklenme döneminde bir kökte yoğun olarak 50’nin üzerinde orobanş sapı
görülebilir. Köklerinde yoğun olarak orobanş görülen bitkilerde boy kısalır, yapraklar ve
tablalar çok küçük kalır. Dekardan alınan tane verimi ve yağ verimi de oldukça düşer.
Özellikle kurak yıllarda orobanşın ayçiçeği bitkisine zararı çok daha etkilidir. 
Mücadelesi: Orobanş ile bulaşık tarlalarda ayçiçeği tarımı yapılacaksa söz konusu bu
parazite karşı dayanıklı tohumluğun ekilmesi en kesin çözümdür. Gerek kamu sektörü ve
gerekse özel sektörde tohumculuk yapan kuruluşlarda bu parazite karşı dayanıklı hibrid
ayçiçeği çeşitleri geliştirmişlerdir. Bu parazit ile kimyasal mücadelede mümkündür. IMI
grubu ayçiçeklerinde tohumla birlikte verilen yabancı ot ilacı tavsiye edilen zamanda ve
dozda kullanılırsa etkili olarak kullanılabilmektedir. Kültürel mücadelede ise üst üste ayçiçeği
ekiminden kaçınılarak buğday, arpa, mısır, pancar, çeltik, pamuk veya baklagiller gibi
bitkilerle ekim nöbetine gidilmelidir.
IdeaSoft® | Akıllı E-Ticaret paketleri ile hazırlanmıştır.